Facebook'ta Paylaş Paylaş

EBABİLLER ŞEYTAN TAŞLIYOR

Aylardan Haziran, günün en sıcak olduğu an... Peki, bu sıcakta atkı ve puşi ile yürüyen şu kalabalık neyin nesi mi?

Onlar, şeytan taşlıyorlar...
Anlaşılmadı mı sözlerim? Durun baştan alayım sizin için...
Sabah bir telefonla başlıyor gündeminiz. Bir dostun sıcak sesiyle irkiliyorsunuz.
- İsrail yine yaptı İsrailliğini... Gazze'ye giden yardım gemisini dünyanın gözü önünde vurmuşlar. 10'dan fazla şehid, çokça yaralı varmış.
Diliniz dolaşıyor, gözünüz doluyor, gönlünüz coşuyor. Güç bela "Allah" diyorsunuz... "Allahu ekber" cümlesi, süzülüyor gözlerinizden iki damla ile...
- Allah şühedamızı kabul eylesin, diyerek soruyorsunuz. Peki, ne yapmalı?
- Öğleye doğru yürüyüş olacakmış, ABD konsolosluğuna doğru...
- Tamam inşallah, diyorsunuz. Ve siz de tanıdıklarınızı haberdar ederek olayın tafsilatına iniyorsunuz...

Gazze...
Filistin'den, ümmete iman pompalayan, direniş aşılayan şehid ve gazilerin Gazze'si... Yahudiler, işte bu imanı susturmak için onları ambargoya tabi tuttular ve yardım adına hiçbir şey girdirmiyorlar. Tıpkı On dört asır önce Arabistan Mekkesinde Rasulullah (a.s) ve müminlere uygulanan ambargo misali... Yeni değil bu, bir süredir böyle... İstiyorlar ki, kendilerini mağlup edip gözden düşüren Gazzeliler, direnmesinler.
"Direnseler ne olacak ki?" demeyin...

Yahudiler iyi biliyorlar, direnişin iman demeye geldiğini ve direnişin simgesi eli sapanlı çocuklardan çok korkuyorlar. Gözlerine bakınca, bu korkuyu okuyabilirsiniz.

Ve İsrail, havadan - karadan tüm giriş çıkışları kontrol ediyordu. "İçeri yardım" diyenin, alnını karışlarım havasına bürünüyordu. Birkaç ay önce karadan yardım amaçlı "Filistin'e yol açık" kampanyası sonrasında yaşananları, herhalde hatırlamışsınızdır...

Durum böyleyken bir ayet yankılanıyordu, Gazze semalarından:
"Hem size ne oluyor ki, Allah yolunda: ‘Ey Rabbimiz! Bizleri bu halkı zalim olan memleketten çıkar, tarafından bizi iyi idare edecek bir sahip ve bize katından bir kurtarıcı gönder' diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların kurtarılması uğrunda cihada çıkmıyorsunuz?" (Nisa – 75)
Bu ayet "kim kazandı?"sorusuna cevaptır aslında... Ablukaya alanlar, ambargo uygulayanlar, gücün sözüne uyanlar değil; sözün gücünü duyanlar kazanıyor. Yani, 14 asır önce kim kazanmışsa, bugün de onlar kazanıyor.

Ve ümmetin iftiharı olanlar, faaliyete girişerek bu defa denizden yardım amaçlı 30'dan fazla ülkenin dini, dili, ırkı, rengi farklı da olsa vicdanı bir temsilcileriyle başlıyorlar yürüyüşe... Amaç her şeyden önce, sonraki yardımlar için yol açmak...

Onlar, bize adeta şunu öğreterek yürüyorlar:
"Yürüyene yol mu dayanır, yürüyenin imkânı bitmez. Sen yeter ki ‘yürürüm' de, Allah(cc) sana yeni yollar açacaktır.

Ve azmettinse mutlak yürü. Karada yol tükense Musa(a.s) gibi Rabbine dayan, ümitlerin bitse de Nuh (a.s) gibi gemi inşa et. İmkânın olmasa da İbrahim (a.s) gibi Allah(cc)'a tevekkül etim de de gir sulara, düş ateşe, katıl kervana...

Ey insan yürü, illaki yürü... Eğer toprakta yol tükenmişse ateşte yürü, yerde yürüyemesen miracda yürü, karada yol biterse denizde yürü... Ama illaki yürü..."

İşte, onlar da denizde yürümeye koyuldular. Herkesin kendi gemisiyle uğraştığı, gemisini kurtaranın kaptan addedildiği bir demde gemilerini Gazze'ye sürdüler...

"Bir gemiden ne olacak ki" diyenlere inat "bir gül ile bahar gelir" dediler. Onlar, Gazzeli çocuklar gibi dünyevi kaygıların, korkuların, hesapların doldurduğu gemileri karada bırakıp umud gemisiyle yol aldılar...

Ve gemi yoldaydı... Bu gemi, Gazze'ye değil de ahirete gidiyor gibiydi...
Gazaya Gazze'ye giden bu gemi, aslında suları değil ambargoyu yara yara ilerliyordu...
Ve siz, bu gemilere erzaktan daha fazla dua ve umut yüklemiştiniz. Gemideki yardımlar arasına saklayıp göndermiştiniz onları. Eğer açılırsa duanız, meyveye duracaktı...
Fakat daha dün dualarla gönderdiğiniz geminizi vurdular. Sanki yüreğinizden vurulmuş, hissediyordunuz kendinizi. O bombalar, yüreğinize düşmüş gibiydi...
Peki, her şey bitiyor muydu? Tam aksine her şey, yeni başlıyordu...
Şimdi sıra sizde.

Şimdi yürüyorsunuz,
Aylardan haziran, günün en sıcak olduğu an... Bu sıcakta puşi ve atkı ile yürüyen kalabalığın içindesiniz. Elinizde kâh tevhid sancağı, kâh Filistin bayrağı. Tekbirler getiriyorsunuz... Müthiş bir kalabalık var. "binlerce kişiyi bu kadar kısa sürede bir araya getiren Allah'a hamd olsun" diyorsunuz ve anlıyorsunuz ki, teknolojiden daha kuvvetli haber ağları varmış. Mümin yürekler gibi mesela... Rasulullah'ın "müminler, vücudun azaları gibidirler" hadisini düşünerek anlıyorsunuz ki, Müslümanın başındaki sıkıntı ta yüreğe acı verir...

Bu esnada farklı çevrelerden, gruplardan olanları gördükçe içiniz açılıyor. Cemaat, cemiyet, cemadat etiketlerinizi bir köşeye yığarak "la ilahe illallah" diyorsunuz... Etiketini elinde ve dilinde taşıyanlara -olsun sen böyle de güzelsin dercesine- tebessüm ediyorsunuz. Bu kalabalık, size mahşeri hatırlatıyor ve biraz daha içeri sokuluyorsunuz. "Tek başına bir damla çöle düşse çöl olur, göle düşse göl olur" bilinciyle akıyorsunuz kalabalığa. Şimdi bir ümmetsiniz...

Bir saate yakın yürüyorsunuz. Ama zerre kadar yorgunluk yok üzerinizde. "Kahrolsun İsrail!" diyorsunuz ta yürekten. "Allah u ekber" diyorsunuz nefesinizin yettiği kadar. Ve anlıyorsunuz ki, birileri en çok bu ‘Allahu ekber'den korkmakta. Başka yerden yükselen ‘Allahü ekber'i tınlamayanlar, en çok bu ‘Allahu ekber'le kavgalılar. "Camilerimiz sonuna kadar açık" diyenlerin de en çok bu ‘Allahu ekber'den çekindiğini biliyorsunuz ve hafifçe "hepinizin bir Allahü ekberlik canınız var ey zalimler" deyiveriyorsunuz. Ve yine sarılıyorsunuz silahınıza, tam on ikiden hedef alarak:
-Tekbiiiir
-Allahu ekber...

Ve Gazze'nin şehitlerini düşünüyorsunuz. "ne bereketli toprakmış Allah'ım!" oraya doğru atılan her adım, şehidler doğuruyor. Bir ölen bin diriliyor, diriltiyor.
Şimdi şeytan taşlamanın tam zamanı:
- Tekbiiir!
- Allahu ekber...
- Tevhiiiid!
- La ilahe illa Allah...

Her sözünüzle, taş atıyorsunuz... Bir taşınızda "Allah'ım onları kahret" yazılı. Diğerinde, "kahrolsun tüm kâfirler..." bir diğerinde "Yahudi, Hayber'i unutma." Bir diğerinde...

Sözleriniz, sloganlarınız duaya duruyor. Duanız, umuda durdu bile. Bakın şu Gazze'ye doğru uçan, sizin umud kuşunuz...

Ve oradan ayrılırken şunlar düşüyor yüreğinize:
Biliniz ki ‘Allah(cc) katında bir mü'min, Kâbe'den daha değerlidir.' Mümin'e saldıranlar, Ebrehe'nin fonksiyonunu üstlenmiş demektir. Allah(cc), Ebreheleri "yenilmiş ekin gibi" yok edecektir.
Peki, Siz bu davanın ebabili olmak istemez miydiniz?

Yine bilmeli ki, Ebu Leheb'in elleri kurudu. Bu günün Ebu Leheblerinin de ellerini kurutmalısınız. Onları ancak böyle kahredebilirsiniz. Onların; medyadan colaya kadar uzanan uzun ellerini kırmalı, kahretmelisiniz. İşte şimdi söyleyin, "kahrolsun İsrail..."

Ve İsrail'i kahretmeye and içiyorsunuz. Artık İsrail'i kahretmenin, Amerika'yı kahrından öldürmenin yolunu biliyorsunuz. Size bu yolu, yolundan gittiğiniz Filistinli yavrular öğretiyor. Şeytan taşlamayı, onlardan öğreniyorsunuz. Artık andınızı biliyorsunuz:

"Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah'a armağan olsun." (En'am – 162)

Şimdi siz, Filistinli yavruların usulüyle karada gemilerinizi inşa edin. Allah(cc) onları elbet yüzdürecektir. Tufanla olmazsa, şehitlerin kanlarıyla olacaktır bu. Siz yeter ki "bu gemide bir tuğla, bir tahta mesabesinde çaba da benden olsun" deyin...

Şimdi Muhammed(a.s)'in ümmeti, Yakub(a.s)'un torunları, Yusuf(a.s)'un evlatları, Musa(a.s)'ın varisleri olan Filistinli yavrular, şeytanı ve dostlarını taşlıyorlar.

Sahi, siz ne yapıyorsunuz?

Ali SAYIN

19 Eylül 2011

ANASAYFA | Yazı & Şiirler | info@sehitfurkandogan.com

cheap cialis kamagra 100mg cialis tadalafil kamagra oral jelly cialis buy viagra generic levitra uk kamagra gel cialis generic cheap levitra cheap viagra uk

levitra preis cialis generika levitra 20 mg levitra 20mg viagra generika lovegra kaufen kamagra bestellen viagra generika online viagra bestellen viagra kaufen kamagra apotheke viagra generika levitra generika cialis generika viagra online kaufen cialis ohne rezept viagra bestellen priligy dapoxetine kamagra online kamagra 100 levitra bestellen kamagra tabletten levitra generika kamagra gel cialis generika

cialis prijs viagra pillen viagra voor vrouwen kamagra gel viagra prijs

acquisto levitra levitra prezzo cialis prezzo acquisto cialis viagra senza ricetta super kamagra comprare viagra cialis senza ricetta comprare cialis acquisto viagra cialis generico cialis prezzo kamagra 100mg viagra o cialis viagra donne levitra o cialis kamagra 100 cialis on line cialis originale Cialis generico levitra generico cialis 20 acquisto viagra viagra generico acquisto viagra

levitra bestellen viagra bestellen viagra generika online cialis generika kamagra 100mg kamagra online viagra generika levitra 20mg lovegra kaufen levitra 20 mg tadalafil 20mg cialis bestellen priligy dapoxetine levitra generika cialis ohne rezept levitra generika kamagra bestellen cialis generika kamagra tabletten kamagra oral jelly kamagra shop levitra generika viagra bestellen viagra generika cialis kaufen kamagra tabletten kamagra bestellen

woolrich canada belstaff motorcycle jackets moncler vancouver barbour jacket duvetica canada uggs canada peuterey jacket woolrich parka timberlands canada parajumpers gobi timberland boots women duvetica outlet parajumpers outlet moncler canada timberland boots timberland canada ugg canada parajumpers canada barbour canada woolrich clothing canada goose vest canada goose vest sale moncler jackets ugg winter boots belstaff canada peuterey canada